Sertab Erener’in de dediği gibi: “Bu sene iyi geçmedi, söylemem lazım. Kader beni seçmedi ama görmemem lazım. Belki birden bire yeniden başlamam gerek. Eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek. Yeni bir aşk, yeni bir iş, yine gülecek bir neden lazım; yeni bir haber, yeni bir kader bunlar için bana şans lazım! Yeni bir duruş, yeni dokunuş tek tek keşfetmem lazım; yeni bir hayat gerisi bayat kendime yeni bir ben lazım! Günler güzel geçmedi unutmam lazım. Asıp yüzümü kalmışım azcık kırıtmam lazım. Hep içime atmışım anlatmam gerek. Hepsini bir kazana atıp toptan kaynatmam gerek!”

Senenin bu son ayının son günlerinde bizlerde şuana kadar kötü giden her ne varsa kayıplar, kazançlar; yıkımlar, üzüntüler; hayal kırıklıkları, beklenmedik sonlar; kapanmayan dosyalar, söylenmemiş sözler ve tüm keşkeler’in hepsinden ebediyen kurtulmalıyız. Ancak o zaman 2016’ya yepyeni, tertemiz, pozitif enerjilerle başlayabiliriz. Yine bir yıl daha bitti ve yeni bir yıl başlayacak... Hayatımızı ve özellikle yaşadığımız bir seneyi genel olarak krite ederek tekrar gözden geçirmeliyiz. Yılsonu kapanışı için işlemler yapmalı; hayatımızın bir senelik envanterini çıkarmalı ve maddi manevi bilançolarımızı incelemeliyiz. 2016’ya neler taşıyacağımızı, neleri 2015’te bırakacağımızı netleştirmeliyiz.

Geçmişi temizlemeden geleceği yaratamıyoruz. Bitirmek birçok kişi için başlamaktan zordur. Göndereni çok olanın geleni fazla olur. Gerekli sonlandırmaları, bitirmeleri yaparak yenilerine, yeni başlangıçlara yer açmak gerekir. Oysa bizler bir şeylerden kolay vazgeçemiyoruz… Örneğin, çoktandır bize sıkıntı veren bir ilişkimiz var. Çok çaba harcadık ve onaramadık. Ne yapacağımızı; sorunlarımızı nasıl çözeceğimizi bilmiyoruz. Olmayacağını bildiğimiz halde olmazları oldurmaya çalışıyoruz… Bunlar size tanıdık geliyor mu?

Sürekli aynı sorunlar yaşadığımız, aynı yerde saydığımız bir ilişki bitmelidir.  “Yedeği olsa kesin çıkartırdım” diyorsanız bu ilişki kesin bitmeli… Çünkü siz o kişiye değil; ilişkiye bağımlısınız! Kim olursa olsun bir ilişki istiyorsunuz… Oscar Wilde der ki: “Başkaları alır diye korkmasak çoktan atacağımız bir sürü şey var.” Hâlbuki bizim hayatımızın kalitesini aşağıya çeken, başkasının hayatında olsa ne olur olmasa ne olur. Kendi hayatımıza odaklanmalıyız. Kedi gitmiş, pisliği de gitmiştir.

Bütün bir evin eşyalarını dışarıya çıkarıp, boya badana, tadilat yaptığınızı ve eşyaları yeniden yerleştirdiğinizi düşünün. Böyle bir yenilenmede eski, gereksiz, kullanılmayan eşyaların farkına varıp; yerlerine yenilerini belki daha farklı eşyalar koyabileceğinizi, gereksinimleri kolaylıkla görürsünüz...  Bu hayatımızdaki her şey için geçerlidir. Bu sistem içinde kalmak bizim işimize yaramıyorsa; gelişimsel sürecimize katkı sağlamıyorsa; bizi tatmin etmiyor, doyurmuyorsa vakit kaybetmemeliyiz.

Gerçekte geride bıraktığımız yılları ve yorgunlukları ruhumuzda taşımayı bırakalım. Yaşadığımız, bizi yoran ilerlememizi engelleyen her ne varsa bizim ruhsal gelişimimizi sağladı ve bizi biz yaptı. Onları sevgiyle gönderip kendimizi ve hayatımızda kötüyü oynayan tüm oyuncuları bağışlayıp, onlardan özgürleşirsek; işte o zaman hayatımızda her şey yoluna girecektir. Tek başınıza yapamıyorsanız, yalnız olmadığınızı bilin. Çevrenizden veya profesyonel ruh sağlığı çalışanlarından gereken destekleri almaktan çekinmeyin. Sizin için çok zor görünen bir konuyu kolaylaştırabiliriz. İmkansızı zor, zoru kolay başarmanız dileğiyle…

PSK Gelişim ve Aile Danışmanı Nur Meriç

21 ARALIK 2015 / ZAFER GAZETESİ – YAŞAM PENCERESİ