Ne istiyoruz ? Kilo Vermek! Ne zaman ? Yemekten Sonra!

Midemizi değil, duygusal boşluklarımızı dolduruyoruz. Daha iyi bir şey bulamadığımızda kendimizi yemeğe veriyoruz. Aşırı yeme bozukluklarından mustarip kişiler duyma hislerini aldırmış gibi kontrolsüz yiyorlar. Yumuşacık, damağımızda müthiş zevkler bırakan görselliği ile bizi kendimizden alan tatlılar hamburgerler pizzalar bol tereyağlı kebaplar firik töz komasına girecek kadar çeşit çeşit meyveler ve kuruyemişler bize sadece kilo olarak dönmüyor. Tüm vücudumuza zarar verdiği yetmiyor gibi uzun vadede psikolojimizde alt üst ediyor. Çok yiyip erken ölüyoruz.

Aşırı yeme bozukluğu kadınların yüzde 3.5’inde, erkeklerinse yüzde 2’sinde görülüyor. Bu probleme, özgüven eksikliği, cinsel veya fiziksel istismar ya da huzursuz bir ev ortamı gibi unsurların neden olduğu düşünülüyor. Doktorlar, aşırı yemek yiyen insanların bazı ortak özelliklerini keşfetmişler:
Hızlı yemek yerler. Çok yediklerinin görülmesinden utanırlar. Özellikle geceleri el ayak çekilince sürekli atıştıracak bir şey ararlar. Asında aç değillerdir. Bu kişilerde aşırı yeme dürtüsünün kaynağı başkadır: İncinmiş duygularını tatmin ve içlerindeki acıyı dindirmek için yerler. Yedikten sonra pişman olup kendilerini suçlarlar ve utanç hissederler. Aşırı yiyen kişiler aslında duygularını yerler; yani yediklerini, yaşadıkları stres ve depresyona karşı ilaç olarak kullanırlar.
Yemek yemenin bir rahatlama yöntemi olarak tercih edilmesinin sebebi; doyma merkezi aynı zamanda zihin ve bedenin hormon aracılığıyla iletişim kurduğu duygulardan sorunlu olan bölgedir ve mutlu olmamıza neden olan ruh halimizi düzenler, stresimizi azaltan ve bize enerji bir çok hormon burada bulunmaktadır endorfin gibi. Biliyoruz ki uyuşturucular insanı kısa süre sıkıntılarından uzaklaştırıp kısa sürede kendilerini iyi hissetmelerine neden olabilir. Fakat daha sonra bizi ölüme kadar götüren ciddi sorunlar açar başımıza. Yemek yiyerek endorfin hormonumuzu salgılatmakta böyle bir şey. Yemek yiyerek değil de başka nasıl endorfin salgılarız? Egzersiz yapmayı seviyorsanız en bilindik endorfin salgılayıcısı egzersiz yapmaktır. Sağlıklı bir cinsel hayat, anlamlı bir hayat yaşamak yani kendinize yaşamanız için bir anlam ve hedef yaratıp onun için mücadele etmeniz. Size endorfin salgılatacaktır. Kilo yapmayan bir takım baharatlar ve yiyeceklerde endorfininizi zararsız yükseltebilir. Serotorin hormonu dediğimiz mutluluk hormonu araştırdığınızda omega3 bulunduran balıkta ve bir çok yiyecekte olduğunu göreceksiniz. Yeteri kadar uyumakta formunuzu korumanıza yardımcı oluyor. Vücudunuzun kendini yenilemesi için 6- 7 saate ihtiyaç hissediyor. Uykumuzu almadığımızda mutluk kaynaklarımızdan serotonin ve dopamin salgılanmıyor ve biz şekerlere saldırıyoruz.

Duygu değişimlerinize bağlı yeme alışkanlıklarınızdan kurtulmak için; daha dikkatli beslenmeli, önerilere kulak vermeliyiz. Eğer kendinizi durdurmada güçlük çekiyor, yedikleriniz konusunda gerginlik ve baskı hissediyorsanız profesyonel yardım almaktan çekinmemelisiniz.

Yeni başlangıçlar, yeni kararlar insanı mutlu eder. Hayatına bir hedef ve anlam katar. Kilo vermeye karar vermek bile sizi mutlu edebilir. Kilo vermeye karar verdiğinizde sağlıklı bir çözüm için bir diyetisyene başvurabilirsiniz. Gerçek bir diyetisyen size sağlıklı yemek yeme alışkanlıklarını oluşturacaktır. Hemen kibrit kutusu büyüklüğündeki peynirler ve açlık gelmesin aklınıza. Psikolojik bir destek yemek yeme yerine başka neler yapabileceğinizi size gösterebildiği gibi kendinizi nasıl bu yeme dürtüsünden alı koyacaksınız onu da öğretebilir.

Kendinize bir defter edinip yapmayı arzu ettiğiniz şeyleri yazın. Öncelikle elinizden neler geliyor kendinizi bir sınayın. Örneğin; bundan böyle daha fazla düzenli olmak, daha az para harcayıp daha çok biriktirmek, hayatın tadını çıkartmanın yöntemlerini aramak. Sağlıklı ve zinde olabilmek için neler yapacağını araştırmak, yeni ve heyecan verici bir hobi öğrenmek. İçiyorsanız sigarayı bırakmak, başkalarının hayallerini gerçekleştirmelerine yardım etmek, aile fertleri ile daha çok vakit geçirmek, kitap okumak, kendini tanımak, yazmak, aşık olmak, kendinle daha fazla dalga geçmek, başkalarına kulak asmamayı öğrenmek, yapmadığın şeyleri yapmak, gitmediysen bir futbol maçına gitmek, favori renklerin dışında farklı renkler giyinmek …

Böyle kocaman bir liste hazırlayıp aralarında hangilerini denemek istersiniz seçebilirsiniz. Bunlar için yola çıkmak başlangıçlar yapmak bile sizi mutlu ve iyi hissettirecek ve daha az yemeye daha fazla yaşamaya fırsat verecek.

Hafiflemiş, huzurlu ve mutlu günler…

Nur Meriç

PSK Gelişim ve Aile Danışmanı

15 MAYIS 2016 / ZAFER GAZETESİ – YAŞAM PENCERESİ