Evliliklerin başlangıcında mutluluğun, huzurun ve hayat kalitesinin artacağını düşünürüz. Yıllar geçtiğindeyse kişi kendini; eşine veya arkadaşına veya bir aile büyüğüne veya bir uzmana büyünün bozulduğunu, her şeyin tersine döndüğünü, ilişkisinin kötüye gittiğini; huzursuz, mutsuz, doyumsuz biri olduğunu, hayat kalitesinin gitgide kötüleştiğini anlatırken bulabilir.

Her şey bitmiş değil! Hayatta noktalardan çok virgüller vardır. Sürekli başlangıçlar... Hücrelerimiz her saniye kendini yeniliyor. Güneş her akşam batıp, her sabah tekrar doğuyor. Yeni bir gün bitip, yeni bir gün başlıyor... Günahkâr olduğumuzu, bir sürü hatalarımız olduğunu düşündüğümüzde bile; bağışlanma, arınma ve her şeye yeniden başlama şansımız olduğunu biliyoruz.


KİMSE HAYAT KALİTESİNİ DÜŞÜRMEK İÇİN EVLENMEZ

Şu ana kadar gerek çevremden gerekse danışanlarımdan edindiğim tecrübeye göre, kimse evlenirken mutsuz ya da huzursuz olmak için evlenmiyor. “Durduk yerde hayat kalitemi nasıl düşürsem, evlensem de kendimi nasıl mutsuz etsem” diye düşünen görmedim.

Evlilikte de Abidin Dino'nun mutluluk resmi, Bruno Amodio'nun “Ağlayan Çocuk” tablosuna durduk yerde dönüşmüyor. Sistematik olarak yavaş yavaş kalite aşağıya çekiliyor. Özensiz, alaycı, kırıcı sözler, bir sabah yüksek sesli konuşmalar, bir başka akşam eşyaların fırlatılması, bütün gece ağlamalar vesaire...

Bir başka gün kişinin karşısındakinden nasıl da uzaklaştığını fark etmesiyle devam edebiliyor, işin içine bir de çocuklar katıldığı zaman trajedi daha dayanılmaz hale gelebiliyor. Her geçen gün bedenimizi için için hissedilen bir esaret duygusu sarabiliyor...

Yukarıdaki senaryo, korku filmi yönetmeni Alfred Hitchcock'dan alınmadı. Hepimiz çevremizde buna benzer hikâyelere sıkça rastlayabiliyoruz. Unutmayalım ki; bir şeyin nasıl bozulduğunu bilmek onun tamir edilmesinde bize yol gösterici olur.

İLK ADIM: MODEL SEÇMEK

Öncelikle bilinmesi gereken; danışanlarımıza da söylediğim gibi “Evlilikleri bizler oluşturuyoruz, ortada hazır gelen bir paket yok.” İstediğimiz evlilik modelini gerçekleştirmenin ilk adımı; o evlilik modelini seçmek. Sistematik olarak her geçen gün evlilik kalitemizi artırmak elimizde!

Evren emirlerimizi dinleyen sihirli bir cindir. Biz ne söyler ya da dilersek onu gerçekleştirmeye çalışır. Ben, hayatıma mutluluk katan, huzur veren, gelişimime katkıda bulunan bir eş seçtiğim için şükrediyorum.

İDEAL EVLİLİK MODELİNDE OLMASI GEREKENLER

İLETİŞİM KALİTESİNİ ARTIRMAK:
Problemler çıktığı zaman onları çözebilmek, sorunlarla baş edebilmek, mutluluk oranımızı yükseltmek, sağlıklı paylaşımlarda bulunmak için iletişim kalitesi şarttır. İletişim savaşları yaşıyorsak en azından bir uzmana gidip çözüm desteği isteyebilmeliyiz.

Eşimizle iletişim kurarken; sanki bir aile büyüğümüzle, amirimizle, beğendiğimiz bir sanatçıyla, en azından bir arkadaşımızla konuşuyormuş gibi düşünerek konuşmalıyız.

SAĞLIKLI BİR CİNSEL YAŞAM: 
Cinsellik bizim temel ihtiyaçlarımızdandır. Sağlıklı yaşanmadığında evlilikte ciddi sorunlar doğurabilir. Bu da çok karşılaştığımız problemlerden biridir. Bu anlamda dostlarımızdan ve aile büyüklerimizden de konunun hassasiyetinden dolayı pek fazla yardım göremeyiz.

Sağlıklı ve doyumlu bir cinselliği engelleyen nedenler tespit edilirse, kısa zamanda çözüm geliştirmek de mümkün olmaktadır.

KİŞİSEL GELİŞİM:
 Evliliği meydana getiren iki kişi aslında bir şirket kurarlar. Bu şirkette 'girdiler' ve 'çıktılar' vardır. Nasıl ki bir şirket yıllık kontrollerinde bir duraklama veya girdilerde azalma gördüğünde hoşnutsuz olursa, ilişkilerde de böyledir.

Evlilikte girdileri artırmak kendimize ve karşımızdakine yatırım yapmakla mümkün olur. Örneğin; görünümümüze özen göstermek, sağlıklı ve fit bir vücuda sahip olmak, kişisel hijyenimize dikkat etmek bu hususta iyi bir başlangıç olabilir.

Kültürel açıdan kendimizi geliştirmek, farklı ilgi alanları oluşturmak, paylaşmaya değer fikirler kazanmak, fikren kendimizi geliştirmek, olgunlaşmak her geçen gün paylaşacağımız konuların artmasına neden olur.

GENEL BAKIMLAR: 

Evlendik... Beyaz gelinlik, yeni eşyalar, tertemiz bir defter ve yeni sayfalar açıldı. Karşılıklı beklentiler (ki beklentiler çoğu zaman hayal kırıklığına gebedir), mutlu bir cinsel yaşam, saatlerce uzayan sohbetlerle el ele diz dize oturmalar, artık zorluklarla tek başına mücadele etmeyeceğini bilmek bunlar çok güzel duygular...

Başlarken de ilk arabamız gibi evliliğimize bir kalite biçebiliriz. Belki durumumuz olmadığı için ikinci el veya C sınıfı bir arabamız olabilir ama bunun hızlı bir şekilde ve bir B sınıfı ve daha sonra A sınıfına dönüşmesi mümkün. A sınıfı mükemmel bir arabaya sahipsek onu da aynı kalitede koruyabiliriz.

Performansını düşürmesin diye nasıl ki arabamızı yıllık mevsimlik bakımlara sokuyor isek, evliliğimizi de dönem dönem gözden geçirmeliyiz. Danışanlarımla yaptığımız şöyle bir çalışma var: Kişi, hiç problemi olduğunu düşünmese de evlilik yıldönümünden bir ay önce çalışmaya başlıyor.

Bu çalışma; o sene içinde yaşanan olumsuz olayların silinmesini, bağışlama terapisini, güzel şeylere karşı farkındalığın artırılması, daha güzel neler olabilirdi diye yapılan beyin fırtınalarını, iletişim kalitesini gözden geçirilmesini, karşısındaki kişiye kulak verilmesi gibi aşamaları içeriyor.

Çözüm noktasında devreye girip gerekli araç ve gereci danışanlarımın hizmetine sunuyorum. Sizce bütün bunlar kişilere kaliteli bir evliliğe götürür mü?


Nur Meriç
PSK Gelişim ve Aile Danışmanı

Not: Bu yazı “White Bride” dergisinin 17.’ci sayısında yayınlamıştır.