“Kendi sırrını keşfettiğinde, yaşamının en değerli hazinesine ulaşacaksın.”
Nur Meriç

Yunan mitolojisindeki bir efsaneye göre; insanoğluna yaşamın sırrı doğuştan verilmiş fakat insanlar bunun kıymetini bilememiş… Bunun üzerine tanrılar Olympos Dağı’nda toplanmışlar, aralarından en bilgesi “insanoğlu uğruna çaba harcamadığı şeylerin değerini bilmiyor, yaşamın sırrını onlardan alıp saklayalım” demiş. Bu fikri hepsi onaylamış, tanrılardan biri issiz bir adaya saklamayı önermiş diğeri okyanusun yedi kat altına, bir başka tanrı yedi kat gökyüzüne saklayalım demiş. En yaşlı bilge tanrı - insanoğlu azimlidir. En issiz adayı keşfede bilir, uzaya çıka bilir, okyanusun en derinlerine inebilir fakat iç dünyalarına yolculuktan kaçınırlar. Yaşamın sırrını kalplerine saklayalım demiş. Rivayet odur ki insanoğlu o gün bugündür yaşamın sırrını aramaktadır.






 

"Kendinizi tanıyor musunuz?"

Çoğumuzun vereceği yanıt genellikle, "tabii ki tanıyorum" olur. Oysa "tanımak" kavramı kişinin kendisi hakkındaki aşağıdaki farkındalıkları içerir.
• Kişinin hem kendisinin hem başkalarının bildiği yönleri,
• Kendisinin bildiği ama başkalarının bilmediği yönleri,
• Kendisinin farkında olmadığı ama başkalarının bildiği yönleri
• Ne kendisinin ne de başkalarının farkında olduğu yönleri.

Kendimi tanıyorum diyenler sadece birinci ve ikinci maddeyi kastediyorlardır. Nasıl öğrendiğimizi bilmediğimizden yeterince zeki olmadığımızı sanıyoruz. Çok iyi bir müzisyen olabilecekken kötü bir doktor, başarılı bir mühendis olabilecekken mutsuz bir avukat olabiliyoruz. Özgür ruhlu, hareketli biri olmamıza rağmen tutucu, sessiz sakın biriyle evlilik yapabiliyoruz. Davranışlarımız, düşüncelerimiz ve hedeflerimizin birçoğu bize ait değil ve dolayısıyla mutsuz ve huzursuz oluyoruz? Eğer kendimizi tanımıyorsak 90 derecede yıkanmış yün kazak gibi büzüşüp hiçbir işe yaramayan bir insan haline geliyoruz.

 

Dünyaya geldiğimizde, anne babalarımıza bir kullanım kılavuzu verseler; ruhsal içeriğimiz, dünyayı algılayış şeklimiz, neleri sever, nelerden mutlu oluruz, hangi meslek bize uygun, iletişimlerimizi nasıl kurarız nelerden sakınmalıyız gibi bilgiler o kılavuzda… Kendi sırlarınızı keşfettiğinizde kulanım kılavuzunuzu oluşturabilirsiniz. Bir düşünün, bunlar size neler kazandırabilir.

NLP, Nöro Linguistic Programme’ın dediğimiz bir psikoteknik, beynimizin çalışma ilke ve programlarını inceler. İnsanoğlunun kendini keşfetme yolunda yardımcı olacak en yeni en mükemmel teknolojidir. Kişide farkındalıklar oluşturur. Değişim isteği, duygu ve davranışlarını nasıl değiştireceğine dair teknikler sunar. Gelişmiş ülkelerde psikoterapi başta olmak üzere birçok alanda (eğitim, kişisel gelişim, iş dünyası, iletişim gibi) kullanılmaktadır.
 

Bir uzmanla birlikte NLP teknikleri kullanılarak yapılabilecek pek çok şey var. İlk akla gelenleri şu şekilde sıralaya biliriz:

 


Kişisel farkındalığınızı artırıp, kendinizi tanıyabilirsiniz.
Ruh halinizi kontrol etmeyi öğrenebilirsiniz.
Özgüveninizi geliştirebilirsiniz.
Sizi kısıtlayan değer ve engelleyici inançların baskısından kurtulabilirsiniz
Özel yaşamınızda iş ve sosyal yaşamınızda kişisel başarı sağlayabilirsiniz.
İletişim bozukluklarını giderecek, etkili iletişim kurma teknikleri öğrene bilirsiniz
Geçmişin olumsuz anılarını silebilirsiniz.
Sigara bağımlılığı, kilo problemi ve birçok zararlı alışkanlıktan kurtulabilirsiniz.
Kendinize hedef ve vizyon oluşturabilirsiniz.
Panik atak, sosyal fobiler gibi korkularınızı yenebilirsiniz.

Kendi yasam sırrımızı keşfettiğimizde dünyanın en büyük hazinesine ulaşırız. İranlı bir sair “Evrenin kapısını çaldım anahtarı bendeymiş çok utandım” der. Önce anahtara sonra hazine ulaşmak için kullanacağımız çok etkili bir aracımız var.

Geçen sene çalışma yaptığım bir danışanımın annesi beni aradı, çok öfkeliydi kızının bunca yıllık düzenini bozduğumu söyledi. Haklısınız “ kızınızın eski düzeni bozuldu kendisinin daha mutlu ve huzurlu olacağı yeni bir düzen kurmasında lütfen sizde ona ve bana yardımcı olun dedim. Zehra 25 yaşında, 5 yıllık evli bir ev kadınıydı. Annesi bankada temizlikçiydi, oradaki memurlara özeniyordu ve kızının da bir bankada memur olmasını istiyordu. Zehra bankacı olmuştu ama hesap yapmaktan nefret ediyordu. Onun hayali modacı olmaktı. İşinde bir türlü verimli olamıyor; arkadaşları ve amirleriyle sık sık tartışıyordu. Günde iki paket sigara içiyordu. Eşinden gördüğü fiziksel ve duygusal şiddet özgüven yetersizliği hiç bir hedefinin olmaması sürek gerginlik endişe sosyal fobi ve panik atak onun eski düzeniydi… Haklısının bu düzeni bozması için onunla işbirliği yaptım ve bu suçu işlerken NLP teknolojisini kullandım… Zehra eşinden ayrıldı. Emekli bir öğretmen arkadaşının yanına yerleşti. Bu arkadaşının arkadaş çevresinde ünlü bir modacının yanına yardımcı olarak girdi. Haftasonları da modelistlik kursuna başladı. Sigara bağımlılığından kurtuldu. Özgüveni her geçen gün arttığı için sosyal fobisi nerdeyse geçti. Hedefleri ve hayalleri için koşturmaktan panik atağını da unuttu. İşte Zehra’nın şimdiki düzeni de bu…

Nur Meriç
PSK Gelişim ve Aile Danışmanı