Beklenmedik gelişimler ve değişimler bizi tedirgin eder. Birden o alıştığımız ılıman iklim kaybolur... Kendimizi korunmasız ve tehlikede hissederiz. Çevremizdeki insanlar da bizi sürüye tekrar sokmaya çalışır; içlerindeki korkuları bizlere yansıtırlar. Burada baskılara yenik düşerek, o eski alışkanlıklarınızı mı yapacaksınız? Yoksa yeni arayışlarla, aydınlık ufuklara doğru yelken mi açacaksınız?

Değişim ve dönüşüm yolunda sizi cesarete götüren sürecin oldukça sancılı olduğunu hissedebilirsiniz. Ama doğumlar, büyük başarılar, yeni başlangıçlar sancılı olur. Zor bir üniversiteyi bitirmek gibi… Fakat bu zorluklar bizi daha kaliteli bir hayata taşır. Hayat kalitemiz arttıkça, mutluluğumuz ve huzurumuz da artar. Bunun için öncelikle etrafınızdaki bütün felaket tellallarına kulaklarınızı kapamalısınız. Etrafınıza dikkatli baktığınızda yüreğinin sesini dinleyen, cesur, hayallerini gerçekleştirmiş, hayatlarının kahramanları olmuş kişileri fark edebilirsiniz. Onlardan biri olmalısınız; tıpkı Yengeç Grasper gibi…

Yengeç Grasper’in hikayesini daha önce duymuş muydunuz?

 “Kayalıklarda arkadaşlarıyla birlikte yaşayan yengeç Grasper, bir gün kabuğunu anında görünce ondan ayrıldığını anlar ve endişelenir. Arkadaşları ona, endişelenmemesi gerektiğini, kabuk değiştirdiğini söylerler. ‘Yeni bir kabuk oluşturuncaya kadar korumasızsın’ derler. ‘Kabuğunun sertleşme sürecinde, içinde farklı sesler ve istekler de yükselecek. Sana şimdiye kadar yaşadığın bu yerleri terk etmeni söyleyen sesler de duyacaksın. O sesleri dinleme’ diye de uyarırlar…

Bir süre sonra Grasper, o sesleri duymaya başlar. Arkadaşlarının uyarılarına rağmen içindeki sesin peşine düşerek; yaşadığı/tanıdığı dünyanın dışını keşfetmeye karar verir ve yola çıkar. Kayalıkları aşan Grasper, olağanüstü bir görüntüyle karşılaşır.

 

Hayranlıkla yeni yerlere bakarken bir kayalıktan dev gibi bir yengecin çıktığını ve kendisine doğru yürüdüğünü fark eder. Bu, Grasper’in gördüğü en büyük yengeçtir. Yaşadığı yerdeki yengeçler, kendisi gibi küçüktür çünkü… Dev yengece nasıl bu kadar büyüyebildiğini sorar. Dev yengeç, gelişmeye, kabuk değiştirmeye devam ettiği, bildiği hayattan ve benlikten vazgeçmeye izin verdiği takdirde aynı şeyi onun da yaşayacağını anlatır. Grasper’e; ‘Bir yengeç içinde yaşadığı dünya kadar geniş ve yüreği kadar büyük olur’ der. Grasper, bu sözlere çok şaşırır. Ona her zaman, bu dünyada güvende olabilmek için sert bir kabuğa ve sert bir yüreğe sahip olması gerektiği öğretilmiştir. Dev yengeçle birlikte kendi potansiyeline ulaşmak ve dev bir yengeç olabilmek için ufkunu genişletmesi gerektiğini anlamaya başlar. Grasper, yüreğinin yumuşaklığını

korumak zorunda olduğunu, çünkü sert bir kalbin büyümesine imkân olmadığını da anlamıştır artık. Yengeç Grasper’e artık sadece hayatta kalmak yetmeyecektir. Kendisini keşfetmek ve gerçekleştirmek üzere yola çıkar.”

 

Şimdi sıra sizde! Artık kabuğunuzu kırıp kendinizi yeniden var etmek; anlamlı bir hayat yaşama vakti. Hayatınız ancak siz hazır olup, karar verdiğiniz yerde başlar. Hadi! Grasper gibi cesur olun ve sizi yıldırmaya çalışan seslere kulak asmayın. Ben yaptım, yapan birçok insan biliyorum ve siz de yapabilirsiniz. Kendinizi yanınıza alın ve maceranıza adım atın. Karşınıza güzel kapılar açılacak, sadece buna inanın!

Psikolojik Gelişim & Aile Danışmanı Nur Meriç

 

26 EKİM 2015 / ZAFER GAZETESİ – YAŞAM PENCERESİ