Hayatlarımızın en güzel anlarını farkına varmadan düşüncesizce heba ettiğimiz, taraflarının tümünün sürekli kaybettiği, galibiyetlerin ise kısa süreli avuntularımız olduğu, kısır döngülü bir savaş haline getirdiğimiz ilişkiler. İkinci kitabım Ve Mucizeydi Yaşamak Gelişim Yolu’nda da bahsettiğim gibi gerek özel hayatınızda gerekse iş hayatınızda hayat kalitenizi azaltan birtakım kirli oyunlar oynuyoruz.

İş dünyasında bu oyunlar çok daha geniş kitleleri etkiliyor. Bu durumda pozisyonunuz ve kişiliğiniz sizi de farklı bir role büründürebilir. Kimi zaman fedakar bir çalışan olursunuz, kimi zaman yardıma muhtaç, kimi zaman da suçlayıcı… Bu durumun bazen hayatınızı kolaylaştırdığını, değerli ve takdir edilen bir eleman olduğunuzu veya her zaman sizi destekleyecek yardımınıza koşacak insanlar olduğunu düşünebilirsiniz. Aslında bu durum hiç de sandığınız gibi değildir. Üstlendiğiniz bu roller zamanla sizin canınızı fazlasıyla sıkacak, iş arkadaşlarınızla içinden bir türlü çıkamadığınız bir tiyatro oyununa dönecektir. Bakalım bu kısır döngüye sahip tiyatro oyununda hangi roller var ve bu rollerden nasıl kurtulabilirsiniz?
 

İş Hayatındaki ‘Suçlayıcı’ Oyuncular

Çevrenizde sürekli bir şeylerden şikayet eden, karşı tarafı suçlayan ve kendini sürekli masum olarak lanse eden bir iş arkadaşınız ya da yöneticiniz varsa bu kişi iş hayatında suçlayıcı rolünü oyunuyordur. Sürekli suçlandığı bir ailede yetişmiş olabilir. Kendisini ve başkalarını eleştiren, adli tatili olmayan savcılardır. Hatayı başkasının üzerine atma eğilimi vardır. Bir sorun olduysa mutlaka başka bir iş arkadaşı ya astları suçludur. O en kolay yolu seçmiştir. ‘Bende bir sorun var’ demek ‘sen suçlusun’ demekten daha zordur. Bazen de kendisini suçladıklarını düşünüp üste çıkmaya çalışır. Eğer bir yönetici ise çevresindekilere sürekli ‘ Ekibim iyi değil, o yüzden başarısız oluyoruz’ , ‘ Verimli bir şekilde çalışmıyorlar’ gibi yakınmalarda bulunur. Kimseyi suçlamadan sorunun ne olduğunu ve nasıl çözeceğimi düşünmek pek aklına gelmez.

Yardım Bekleyen ‘Kurban’lar

Zavallı kurbanlar genelde kendilerini zayıf, güçsüz, aciz ve muhtaç hisseder ve öyle biri olduğunu hissettirirler, mazlum ve mağdurlardır. Çevresindeki insanlara vicdan yaptırtırlar. Bu kişilerde yetersizlik hissi vardır, sürekli ‘bu kadar işi nasıl yapacağım’, ‘yeterli değilim işimden olabilirim’, ‘bütün işler bana kaldı’, ‘benden çok şey bekliyorlar’, ‘ben olmasam burası olmaz’ gibi cümleler kurarlar. ‘Yapamıyorum, beceremiyorum’, ‘yetişemiyorum’, ‘karar veremiyorum’ diyerek kendi işlerini başkasına işlerini, sorumluluklarını ve istemedikleri sonuçları başkasının üzerine atarlar.

 ‘Kurtarıcı’ Rolündeki Süper Kahramanlar

Son olarak pelerinsiz süpermanlar, kanatsız melekler ‘kurtarıcılar’…  İş dünyasında  bu fedakarlık düzeyi yüksek ve herkese yardım eden kişiler ile sıklıkla karşılaşmışsınızdır. Genelde bu rolü üstlenen kişilerin iş yükü diğer çalışanlardan daha fazladır. Farkında olarak ya da olmayarak çevrelerinden takdir görmek, sevilmek ve değerli hissetmek için fazla sorumluluk alırlar. İstense de istenmese de yapılan fedakarlıklar, yardımlar, çevresinden eksik olmayan talepkar kurbanlar vardır. Fakat bu yardımlar bir süre sonra onlara ağır gelmeye başlar, bir türlü ‘hayır’ diyemez, sınırlarını koyamazlar. Yönetici bile olsa kendisi her zaman daha çok çalışır, önemli bir işin son görüşmelerini astlarına bırakmaz, kendi yapmak ister. Çalışanların görev tanımlarına müdahale etmek konusunda sıkıntılar yaşar, kendi görev tanımının dışına çıkıp arkadaşlarının da sorumluluklarını üstlenir. 

Bu rollerin herhangi birinin içerisinde yer almak ya da bu rollerin etkisinde kalmak gerek iş hayatınızı gerek sosyal hayatınızı olumsuz etkileyen bir faktördür. Bu durum kısa ve uzun vadede iş yaşamınızdaki performansınızı olumsuz etkiler. Kurtarıcı rolüyle girdiğiniz bir ilişkide kendinizi kurban da görebilirsiniz. Borçlu olduğumuz insanları her zaman sevmeyiz, kurbanlar da kurtarıcılarını bir gün suçlamaya başlayabilir. Yapılanları yetersizliğini, sonuçlarının olumsuzluğunu kurtarıcısına yükler.  Kurbandan suçlayıcıya geçebilir. Bu kısır bir döngüye dönüşebilir. Kurtarıcı olarak girdiğiniz oyunda kendinizi suçlayıcıda bulabilirsiniz. İyi düşündüğünüzde bu bermuda şeytan üçgeninin tüm ilişkilerinizde nasıl etkili olduğunu fark edeceksiniz. 

Bu rollerden çıkmak ya da etkisinden kurtulabilmek için;

Kurtarıcı rolündeyseniz, kendinize karşı dürüst davranıp başkalarına ‘hayır’ demeyi öğrenmelisiniz. Birine yardım etmek istediğinizde karşınızdaki kişinin tüm sorumluluklarını üzerinize almamanız gerekir. Sizden yardım isteyen kişiye önerilerde bulunabilirsiniz. İşlerinin bir kısmını yapmayı üstlenseniz bile kendi sorumluluklarınızı aksatmadığınız sürece yardım edeceğinizi belirtebilirsiniz.

Eğer kurtarıcı rolünde bir yöneticiyseniz, bu rolden kurtulmak için çalışanlarınıza görev tanımlarını verip, bunun doğrultusunda gerekli desteği vermeniz gerekir. Bu durum sizi kurtarıcı değil, destekleyici ve iyi bir yol arkadaşı yapar.

Kurban rolüne girdiğinizi fark ettiğinizde öncelikle kendinize acımayı bırakıp, gücünüze sahip çıkmalısınız. İstemediğiniz hiçbir şeyi size zorla yaptıramazlar. Sınırlarınızı siz çizip, o sınırların bekçisi olabilirsiniz. Güçlü ve zayıf yanlarınızı keşfedip, yapacağınız işte kendinizi geliştirmek için adımlar atabilirsiniz. Eksik yönlerinizi fark edip, çeşitli eğitimlerle kendinizi güçlendirebilir, zayıf yanlarını tamamlayabilirsiniz. Etrafınıza iyi bir örnek olabilirsiniz.

Suçlayıcı rolünde bir yönetici ya da çalışansanız bireysel sorumluluklarınızı kabul edip, karşınızdakiyle aranıza gerekli sınırları koyabilirsiniz. Sonuç ne olursa olsun o sonucun bir parçasısınız. ‘Ben bu durumu düzeltmek için başka ne yapabilirim?’, ‘Ben nasıl bir davranış değişikliği yaratmalıyım ki; bu sorunu bir daha yaşamayayım?’ gibi soruların cevaplarını arayabilirsiniz. Hatalarımız bir deneyim, deneyimlerimiz bedeller ödeyerek sahip olduğumuz tecrübelerimizdir. Yaşadığınız tecrübelere değer vermelisiniz.

Unutmayın, kendinizi tanımak, geliştirmek ve dönüştürmek sizi sandığınızdan daha mutlu edecek,  daha başarılı ve verimli bir çalışan yapacaktır.

Nur Meriç

PSK Gelişim ve Aile Danışmanı

ZAFER GAZETESİ YAŞAM PENCERESİ / 27 HAZİRAN 2016